Sana Kirioka tarafında 2015-1017 yılları arasında yazılıp çizilen manga serisi animeleştirilme kararı ile geçtiğimiz yıl 2021’in Ekim ayında ilk bölümü izleyiciler ile buluştu. Anime karakterlerini Mayu Watanabe tarafından tasarlanan ve Hiroko Fukuda ile senaryolaştırılan SynergySP stüdyosundan çıkan 12 bölümden oluşan seri, tarihi ve romantizm kategorileri içerisinde yer almaktadır. Anime gerek çizimleriyle gerekse konusuyla izleyiciler tarafından beğenilmiştir.
Konusuna değinecek olursak zamanının zengin, güçlü ailelerinden biri olan Shima ailesinin en küçük oğlu olan Tamahiko Shima adında ki genç, geçirdiği trafik kazası sonrası bir kolunu ve annesini kaybetmiştir. Çocukluluğundan beri zenginliğin içinde büyüyen Tamahiko’nun en büyük yokluğu sevgi görememiş olmasıydı. Kaza sonrası ise babası tarafından dışlanıp, aile ismini kirletmemesi adına izole edilen Tamahiko kendisini daha derin bir umutsuzluğa bırakmıştır. Bir gün hayatına ansızın kapısına gelip kendisinin eşi olduğunu belirten Yuzuki Tachibana adında bir genç kız girer. Babasının evlilik adı altında gönderdiği genç kız, Tamahiko ile ilgilenmeye başlar. Yuzuki’nin kendiyle beraber peşinden getirdiği bahar havası Tamahiko’nun karamsar hayatına umut olmaya ve genç yaşında edinmiş olduğu ruhsal yaraları onarmaya başlar. İkilinin hem hayatları hem de kalpleri zamanla birbirine karışmaya başlar.
Evet özetten de anladığımız gibi ortada sevgisiz büyümüş, karamsar ve şimdi de sakat bir erkek karakterimiz ve yaşına rağmen olgun, neşeli, cıvıl cıvıl bir kız karakterimiz bulunmakta. Hikaye bu iki karakterin kaynaşmasını, ev ortamını ve yaşamlarında ki sıkıntıları ele almaktadır. Hikayede birçok yan karakterin hayatlarını da görmekteyiz. Bu karakerler seride sırasıyla Tamahiko’nun kız kardeşi Shima Tamako, köyün hırsızı Atsumi Ryou ve müzisyen Shiratori Kotori olarak karşımı çıkmaktadır.
Bundan sonraki yazımda spoilere yer verilmektedir. Uyarıyı dikkate alarak okumanız önemle rica olunur.
Öncelikle senaristin ve mangakanın bize Atsumi Ryou karşı sempati beslememiz için yaptığı şartlar şunlar; sorumsuz, içkici bir baba tarafından şiddet gören, eve yemek getirmek ve kardeşlerini doyurmak zorunda olduğu için çalan bir hırsız. Bazı izleyici yorumlarında Atsumi Ryou’nun psikolojik olarak zaten iyi olmadığını savunan ve durumuna makul bir yaklaşım sergileyen kitle olsa da, genellik bu karaktere uzun bir süre olumsuz bakmıştır. Açıkçası bende bu karakteri sevmeyen ve sevmeyecek olan kitle içerisindeyim. Çünkü sergilemiş olduğu tavırların ve yaptığı şeyin böyle bir gerekçenin arkasına saklanmasına karşıyım. Sonuçta her ne kadar zor şartlar altında yaşam sürüyor olsa da birçoğumuzun unutmaması gereken bir şey var ki o da Yuzuki’nin de borçları tarafından eğitiminden alınıp Tamahiko ile dağın başında yaşaması için gönderilmiş olmasıdır. Yuzuki’nin bu koşulları kabul etmiş olması ve yeni hayatına adapte olup, mutlu olmaya çalışması onun yaşadığı haksızlıkları görmezden gelip unutabileceğimiz anlamına gelmez. Sanırım bu yüzden seride en çok tartışma konusu olan 6. Bölüm olmuştur.
Sonunda 1923 büyük Kanto depremini konu alan seri de ziyaret için Tokyo’ya giden Yuzuki ile Tamahiko birbirinden ayrılır. O dönemin gerçekçi zorluğunu ele alan anime bizlere sevdiklerinden haber alınamamanın acısını ve çaresizliğini derinden tattırmaktadır. Seri boyunca birçok farklı yaşamı ve dönemin gerçekçiliğini görmüş olduk. Gerek üzüntü gerek sevinç birçok duyguyu da beraberinde tattık. Umarım bu yazımdan keyif almışsınızdır.