Şimdi sizinle birlikte fazla bilinmeyen, izleyicilerine yarıda bırakılmış hissettiren bir anime-manga serisini inceleyip, yorumlamak istiyorum. Loveless; gerek opening ve ending’iyle gerekse arka fonları ve efektleriyle kurguda ki çatlaklara rağmen izleyiciyi etkileyen, gizemli yapısı ile merak uyandıran bir anime serisidir. Kouga Yun tarafından resimlenip yazılan mangasının 2005 yılında animeye uyarlanması sonucu ortaya çıkan seri 12 bölümden oluşmaktadır.
Kurgu iki sene önce hafızasını kaybetmiş 12 yaşında ki ortaokul öğrencisi olan Aoyagi Ritsuka etrafında dönmektedir. Ani karakter değişimi nedeniyle annesinden şiddet gören Ritsuka kendisinden birkaç yaş büyük olan abisini de yakın zaman içerisinde kaybetmiştir. Okul, ev ve düzenli psikolog randevuları arasında gidip gelen monoton hayatından mutsuz olan Ritsuka’nın düzeni, bir gün okul kapısında beliren abisinin tanıdığı olduğunu iddia eden Agatsuma Soubi adında ki yabancı tarafından bozulur. Soubi ona zamanında abisinin savaşçısı olduğunu, şimdi ise ona ait olduğunu söyler. Ritsuka abisi Seimei’yi çok seviyordu. Bu yüzden Soubi’yi kabullenmek de zorlanmaz. Fakat Soubi’nin gösterdiği ani ilgi Ritsuka’yı hazırlıksız yakalamıştır. Abisinin geride bıraktığı nottan cinayetin kurbanı olduğunu öğrenen ve Soubi’nin de bu konuda bilgisi olduğunu anlayan Ritsuka kendi kendine bu konuyu araştırmaya karar verir. Aynı zamanda Ritsuka bu yabancının beraberinde getirdiği sırların içine de çekilmektedir.
İzlediğim süre boyunca bir sonraki bölüme merakla geçtiğim bu animenin olay örgüsünde zaman zaman çatlaklar bulunmaktaydı. Bence bunun nedeni animenin mangayı tam olarak ele almak için yeterli geniş bir alana sahip olamamasıydı. Çünkü mangayı okuduğumuzda o çatlakların aslında sinir uçları olduğunu görüyoruz. Soubi’nin bir anda ortaya çıkışı, Ritsuka’nın karakter değişimi, abisinin ardında bıraktığı not, annesinin ani ruh değişimi ve Ritsuka’nın bir anda kendini çeşitli sırların merkezinde bulması gibi konuları ele alan soruların cevabını maalesef anime de bulmamız mümkün değildi. Ayrıca anime finali ile de izleyiciyi büyük bir soru yağmuru altında bırakmaktaydı.
Şimdi hep birlikte animede ki cevapsız soruların yanıtını manga da arayalım.
Öncelikle özette de belirttiğim gibi Soubi bir ‘savaşçı’ olduğunu söylemişti. İlk olarak kullanılan bu terimlere bir açıklık getirelim. Bildiğimiz gibi bu durum anime iki farklı türün birleştiği ve partner olduğu bir evrende geçiyordu. Savaşçı ve onun havarisi yani kurban. Savaşçı savaşırken kurban da bütün saldırıları emerdi. Ayrıca bu iki kişinin arasında bedenlerine kazınmış olan bir bağ vardı. İsimler. Genellikle belli bir yaşa geldiğinde vücutlarında beliren bu isimler yaşam tarzlarını veya karakteristik özelliklerini yansıtmaktaydı. Ancak Ritsuka bir kurban olmasına rağmen bedeninde Loveless yani adı belirmemişti. Öte yandan bir savaşçısı da yoktu. Soubi ise boynunda abisinin adını yani Beloved adını taşımaktaydı. Bu isim bedeninde kendiliğinden çıkmadığı, bariz dış bir etmen tarafından yapıldığı çok açıktı. Öncelikle Soubi isimsiz savaşçı adı verilen bir türdü. Yani bir kurbanı yoktu. Peki nasıl olmuştu da Ritsuka’nın abisi onu bulmuştu? Yada Ritsuka’nın isminin, tanımadığı kişiler tarafından çoktan biliniyor olmasına rağmen neden bedeninde ortaya çıkmadığı? Bu iki soru hala mangada da gizemini korumakta.
Onun dışında Ritsuka’nın karakter değişimini bakalım. Animeden anladığımız Ritsuka’nın iki yıl önce yaşadığı travma sonrası karakterinin değişmiş olmasıydı. Hatırlarsanız yukarı da Ritsuka, abisinin ölümünün ardında ki notla bunun bir cinayet olduğunu öğrendiğini söylemiştim. Ancak bir bölüm de kendi gözleri ile abisinin son anına şahit olmuş ve sözlerini işitmişti. Bu da Ritsuka’nın hafızasını kaybettiği düşüncesini aklımıza getiriyor. Ve belki de karakteri de bundan etkilenmişti. Fakat manga da görüyoruz ki aslında Ritsuka’nın karakteri hiç değişmemişti. Yani başından beri her zaman aynı kişiydi. Peki annesi tarafından neden şiddetle reddediliyor ve taciz ediliyordu? Manganın ortalarına doğru annesinin biri tarafından sürekli ilaç aldığını öğrendik. Durgunlaşan karakteri ilacın etkisi ile tekrar dengesizleşiyordu. Bir gün annesinin birine yalvaran haline şahit olduk. Bu kişiye ‘sende benim oğlumsun Ritsuka da’ dediğini ve karşı tarafın ise seçim yapmasını istediğini işittik.
Beynimiz birden durdu. Ne? Ritsuka’nın abisi, o ölmemiş miydi? Anime de ölüsüne şahit olduğumuz ve manga da sayfalarca ölümü ardında ki gizemi çözmeye çalıştığımız Aoyagi Seimei yaşıyor muydu? Öğreniyoruz ki Seimei yaşıyor. O zaman neden eve dönmek yerine annesine bu seçimi ve kardeşine bu işkenceyi yapıyordu! Sorulara yanıt aradığımız da her defasında yeni bir soru ortaya çıkıyor. İlerleyen bölümler de Seimei’nin Ritsuka’ya takıntılı olduğunu görüyoruz. “beni sevmesini istediğim tek kişi Ritsuka” İlk başta bu kardeş kompleksi gibi görünse de derinlerine indiğimiz de aslında takıntılı ve sahiplenici biri olduğu ortaya çıkıyor. Ritsuka’nın bize tanıttığı Seimei tamamen illüzyondan ibaretti. Yani Seimei Ritsuka’nın bahsettiği gibi sevgi dolu değildi. Neden Soubi’yi Ritsuka’ya göndermişti?
– Aslında seri de kilit noktalardan biri Seimei. Yani neden kardeşine bunu yaptığı, yada neden saklanıp kendine öldü süsü verdiği önemli bir nokta. Ben bunun Ritsuka’yı yalnız ve savunmasız bırakma çabası olduğunu düşünüyorum. Çünkü Ritsuka’nın sadece onu sevmesini ve muhtaç olmasını istiyordu. Bu yüzden de elinde ki her şeyi almaya hazırdı.
– Bir diğer kilit nokta ise Ritsuka’nın neden hala isminin ortaya çıkmadığı. Bu konu aklıma bir düşünceyi getiriyor. Bu durumda Seimei’nin parmağı var. Seimei manipüle etme yeteneği vardı ve bu yetenek ile Ritsuka’yı etkilemiş olabilirdi. Çünkü hem animeye hem de mangaya başlarken “gerçek ismimi sadece sana söyleyeceğim” diye aralarında söz veren iki kişiyi görüyoruz.
– Üçüncü kilit noktamız ise Soubi’nin isimsiz oluşu. Ben bunu Ritsuka ile bağdaştırıyorum. Bildiğimiz gibi partnerler belli bir yaşa gelmeden bedenlerde isimleri belirmiyordu. Ritsuka’nın yaşı gelmesine rağmen adı hala yoktu ve isimsiz savaşçılar arasında ise sonradan isim sahibi olanlar oluyordu. Bu da yaşla alakalı olduğunu düşündürtüyor. Yani Ritsuka yaşını doldurana kadar Soubi çoktan reşit olmuş olacaktı. Belki de Seimei’nin Soubi’yi seçmesinin ardında ki sırlardan biri de buydu.
– Son olarak ise en önemli nokta, isimlerin karakteri yada yaşam tarzını belirtiyor olması. Seimei’nin adı Beloved yani sevilen demek. Ancak Seimei çevresi tarafından sevilmiyordu ve kendisi de insanlara böcek muamelesi yapıyordu. Öte yandan Ritsuka’nın adı Loveless yani sevgisiz demekti. Bunu rağmen Ritsuka çevresi tarafından sevilen ve kendisi de çevresinde ki insanlara değer veren biriydi.
Bunca çıkarımdan sonra söyleyebileceğim tek şey manganın devam ettiği, animesinin ise neden bırakıldığı bilinmeyen Loveless okuyucu ve izleyici kitlesini sır yumağı içine çekiyor. Keyifli okumalar.